Yapay zekâ araçları, çalışanların görevlerini daha hızlı tamamlamasını sağlasa da, bu extra zaman çoğunlukla yeni işlerle dolduruluyor; daha fazla boş zaman yerine, daha fazla iş yükü şeklinde geri dönüyor.
Örneğin Amazon CEO’su Andy Jassy, çalışanlarına AI’ı kullanarak “daha çabuk ve kapsamlı çalışmaları” gerektiğini söyledi—üretkenliği artırmanın ön koşulu olarak.
SAP’nin bir anketine göre, çalışanların yaklaşık %50’si, AI ile kazandıkları zamanı kendilerine ait olması gerektiğini düşünüyor. Ortalama günlük biri AI sayesinde bir saat zaman kazanıyor; bazıları bu zamanı gizlice kişisel ihtiyaçlara yönlendiriyor.
Bazı şirketler, bu fazladan zamanı eğitim ve mesleki gelişime atarak daha pozitif bir yol izliyor. Uzman Autumn Krauss’a göre, amaç yardımcı teknolojiyi hem çalışanlara hem işverene fayda sağlayacak şekilde dengelemek.
Örnek olarak Jeff Mette, Atlanta’da danışmanlık yapan bir profesyonel; AI araçlarını kullanarak çalışma süresini yarı yarıya düşürmüş ve fazladan zamanı yan projelere ayırarak üretkenliği artırmış.
Ancak uzmanlar, AI’nın daha fazla iş anlamına gelip gelmeyeceği konusunda uyarıyor. Cal Newport’a göre, yeni teknolojiler genellikle hız kazandırsa da iş hacmini azaltmıyor. Juliet Schor ise AI’nın üretkenliğini dört günlük iş haftalarıyla dengeleme fikrini savunuyor; bunun için iş yapısında köklü yeniden değerlendirmeler gerekebilir.