MIT İnsan İçgörüsü İşbirliği (MITHIC) tarafından desteklenen Language/AI Kuluçka Merkezi, yapay zekânın sağlık hizmetlerinde hasta–doktor iletişimini iyileştirmedeki potansiyelini araştırıyor; dil ve kültür bariyerlerini aşmayı hedefliyor.
Projeyi Leo Celi (IMES) ve Per Urlaub (MIT Global Languages) birlikte yönetiyor. Onlara göre tıbbi dil nötr değil; kullanılan metaforlar, ölçekler ve semboller (örneğin ağrı düzeyini gösteren gülen yüzler) kültürden kültüre farklı algılanabiliyor. Bu nedenle yapay zekâ sadece kelimeleri değil, bağlamı ve anlam katmanlarını da anlayabilmeli.
Araştırmacı Rodrigo Gameiro, yapay zekâ modellerinin kültürel çeşitliliği hesaba katması gerektiğini vurguluyor. Zira küçük bir iletişim kopukluğu bile klinik sonuçları doğrudan etkileyebilir. Yani mesele sadece çeviri değil; empati ve bağlamsal farkındalık.
Merkezin yaklaşımı sadece teknik doğruluğa değil, epistemik mütevazılığa da dayanıyor: Bilginin her zaman eksik olduğu varsayımıyla hareket etmek, yapay zekâya merak ve eleştirel düşünce aşılamayı mümkün kılabilir.
Mayıs 2025’te düzenlenen ilk kolokyumda, AI destekli sağlık iletişiminin geleceği ve tıp eğitimine etkisi tartışıldı. Ağustos ayında ikincisi düzenlenecek olan bu toplantılar, teknolojiyi sosyal bilimlerle birleştiren kapsayıcı çözümler üretmeyi amaçlıyor.
Celi’nin sözleriyle: “Bilim, kalp taşımalı.” Gameiro ise ekliyor: “Yapay zekâ bize tıbbı yeniden yazma şansı sunuyor.” Bu çalışma, daha eşitlikçi ve duyarlı bir sağlık sistemi için disiplinler arası yeni bir başlangıç olabilir.